Dünyaca ünlü Oyunlaştırma Uzmanı Andrzej Marczewski ile Röportaj – Ekim 2015

  1. Öncelikle “Andrzej Marczewski” daha yakından tanıyabilir miyiz?

Oyun oynama konusunda uzmanlaşmış 2 oyunbaz kız babasıyım her şeyden önce. Yıllar içinde başardığım başka şeyler de oldu. Babam bana ilk bilgisayarımı 30 yıl kadar önce, ben çok gençken almıştı. Bilgisayarda yalnızca oyun oynamadım. Her şeyi kurcaladım ve programlamayı öğrendim. Biyomedikal alanda eğitim aldıktan sonra o alanda kendimi geliştirmek istemedim. O dönem web yazılım dünyası popülerdi ve kendimi oraya attım. Bu süreçte oyunun peşini bırakmadım. Kodladığım ilk web sitesinde oyun incelemeleri olan bir bölüm ekledim. Buraya içerik üretmek için daha çok oyun oynayarak işimi oyunlaştırarak motivasyon sağladım.  

2007 yıllarında oyun programlama ve oyun incelemelerim devam ederken buradaki tecrübelerim online eğitim içerikleri üretmeme katkı sağladı. Bu süreç hem oyun tabanlı eğitimin hem de oyunlaştırmanın gücünü keşfetmeye başladığım dönem oldu. Bugünlere kadar devam eden bir oyunlaştırma macerasının içerisinde buldum kendimi.

Bunların yanında gitar çalmayı seviyorum, çok kısa bilim kurgu hikayeleri yazıyorum ve başta belirttiğim gibi 2 oyunbaz çocuğum ve ailemle zaman geçirmeyi çok seviyorum.

2-) Oyunlaştırma kelimesini ilk ne zaman duydunuz? Sizce neden son yıllarda oyunlaştırma bu kadar popülerleşti ve yaygınlaştı?  

Oyunlaştırma ile yolumuz 2012 yılında kesişti. Ben oyunlar ve sosyal medya ile ilgili blog  yazıları yazarken birinin bu kelimeyi kullandığını gördüm, inceledim ve yapılan şeyin benim daha önceden yaptığım ve yapmayı düşündüğüm işlere çok benzediğini gördüm. Son dönemde popüler olma nedeninin; insanların bazı rutin işleri yapmaktan sıkılmış olması olabilir. Gelişen teknolojiyle yapılacabilecek şeylerin çeşitliliği ve sürekliliği artış gösteriyor. Özellikle masa başı işlerde çalışanları yüksek motivasyonla verimli tutabilmek çok zorlaştı. İyi ve doğru tasarlandığında oyunlaştırma bunu mükemmel bir şekilde başarabiliyor.

3-) Oyun ve oyunlaştırma kelimesi Türkçede de çokça karıştırılan kelimeler. Sizce temelde nasıl ayrılmalı?  

Çok basit yaklaşırsak oyunda oynama deneyimi var ve bu oyunlaştırmadan farklılaştığı nokta. Oyunlaştırma oyunun ruhu olmayan hali diyebiliriz ancak bu kötü anlamda değil. Oyunlaştırma; oyun tasarımlarının dünyayı daha iyi ve etkileşimli hale gelmesi ile ilgilenir.

4-) Andrzej Marczewski müthiş bir bloğa sahipsiniz.  Gamified UK Blog. Bu blogla ilgili biraz detay verebilir misiniz?

Aslında aklıma gelen şeylerle ilgili blog yazıyorum. Yazdıklarımın çoğu yarım saatten fazla zamanımı almıyor. Düşüncelerimi paylaşmayı, sonra bu düşüncelerle ilgili yorumlar almayı ve ileride hatırlamayı seviyorum. Sıkı araştırmalar yapmak benim üniversiteden kalma bir alışkanlığım. Bu alışkanlık daha belirgin düşüncelere sahip olmamı sağlıyor. Düşüncelerimi hemen yazıyorum, ziyaretçilerimle bu konuyu tartışıyorum ve böylece çok daha iyi fikirler gelişiyor.

5-) Bizim Türkçe kitabımızda sizin bloğunuza bir çok referans verdik. Özellikle hatırladığım oyuncu tipleriydi. Sizin hazırladığınız ve geliştirildiğiniz oyuncu tipleri modelini açıklar mısınız? Bartle oyuncu tiplerinden farkları nelerdir?  

Kurumsal bir projede Bartle oyuncu tiplerini kullanmaya ve oradaki profili yedirmeye çalıştığımda yaşadığım zorluklarla başladı diyebiliriz. Örnek olarak Killers-Katiller çok uyuşmuyor ancak sistemdeki en önemli profili de karşılayamıyorduk. Bu oyuncu tipleri aslında online oynanabilen oyunlar için geliştirilmişti. Oyun dışı gerçek hayata uyarlanması teorik olarak başlangıçta uygunken pratikte sıkıntılar oluşturabiliyordu. Tekrar Killers-Katiller ile ilgili bir oyuncunun diğer bir müdürü yenip bir de müdürün oyunu oynamasıyla dalga geçmesini düşünebiliyor musunuz? Bu Katillerin ruhunda vardır. Ancak gerçek hayatta, özellikle kurumsal hayatta farklılaşmaya gidilmeliydi.

Motivasyon teorilerini araştırırken Deci ve Ryan’ın Self-Determination teorilerinin basitliği ve anlaşılırlığı çok hoşuma gitti. Daniel Pink’in Drive adlı kitabını da okuyordum. Bu yaklaşımlar ortasında basit bir konsept geliştirdim: RAMP

Bu temel iç motivasyonun içeriğini oluşturdu. Ödülle motive olan oyuncu tiplerini bu yapıya ekledim. Devamında Dipruptor-Dağıtıcı ekledim ki bu oyunlaştırma tasarımlarda gördüğüm ve edindiğim tecrübelerle oluştu. Bu zaman içinde genişledi ve Richard Bartle’ın yardımıyla elimizdeki altılı Hexad yapısını oluşturduk. Bu oyuncu yapısının gerçek hayattaki oyunlaştırma tasarımları için daha uygun olduğunu düşünüyorum ve görüyorum.

6-) Oyunlaştırma hakkında blog, online eğitim ve kitap olarak ne gibi kaynaklar tavsiye edebilirsiniz?  

Coursera’da Kevin Werbach‘ın kursu çıkar çıkmaz aynı gün tamamlamıştım, müthişti. Ayrıca “For The Win” kitabı çok başarılı bir başlangıç kaynağıdır. Blog ve işlerini takip ettiğim kişiler ise Roman Rackwitz, Mario Ruftopolous, Yu-Kai Chou, Monica Cornetti, Mario Herger ve Victor Manrique. Herkes bu kişilerin yaptığı işleri takip etmeli. Ben ayrıca oyun tasarımı konusunda da birçok kaynak okuyorum. Jesse Schell ‘in The Art of Game Design kitabı bu konuda başlangıç için çok iyi bir kaynaktır. Benim favori kitabım ise Raph Koster’in “A Theory of Fun for Game Design” adlı kitabı. Çok kolay okunabiliyor ve kesinlikle çok aydınlatıcı. Richard Bartle‘dan konuşmayı severim, benim düşüncelerimi hep dengelemiş ve geliştirmiştir. Rise Gamification Guru’s Liderlik tablosunda kimlerin neler paylaştığını düzenli olarak incelerim, oradan çok güzel keşiflerim olabiliyor. Sadece oyunlaştırma değil oyun sektöründen de birçok kişiyi takip etmeye çalışıyorum. Drive, Nudge, Thinking Fast, Thinking Slow and Flow adlı kitaplar da mutlaka okunması gerekenler arasında.

7-) Günlük hayatınızda oyunlaştırılmış bir mobil uygulama ya da süreç kullanıyormusunuz?  

Çocuklarımla bol bol oyunlaştırma yapıyoruz. Onlar bir çok oyunlaştırma kurgumun kaynakları ve evet bir anlamda laboratuvar farelerimJ Ödül şemaları (Reward Charts) ,Davranışmetre (Behaviour Meters) , Kavanozdaki Bilye (Marble Jars) video oyunlar üzerinden eğitimler, Uno gibi kart oyunlarından öğrenmeler gibi pek çok şeyi onlarla deneyimledim. 

Aslında benim günlük hayatım oldukça oyunlaştırılmış, bunun için özellikle de uğraşmıyorum. Ancak kafamda hep bir oyun kurgusu oluyor ve bir şeyleri oyuna çevirme heyecanına kapılıyorum. Benim bu oyun fikirlerine sahip olmam düşünce yapımı ve hayata bakışımı çok daha farklı ve geliştirilebilir kılıyor. Zor ve büyük sorunları parçalara bölerek ufak adımlarla ilerlemeyi, ilerleme yüzdesini görmeyi ve hedef almayı seviyorum. Tüm bu yöntemler benim oyunlaştırmaya yaklaşımımın bir göstergesi.

8) Oyunlaştırmanın geleceği ile ilgili ne düşünüyorsun?  

Oyunlaştırma iyi bir kullanıcı deneyiminin bir parçası olacak. Hayatımıza oyunun bir kısmını ya da bir oyun elementini eklemek yerine komple bir oyunu entegre ettikçe daha iyi uygulamalar ve sonuçlar elde edeceğiz. Bundan bir kaçış yok. Puan ölçme üzerine kurulu basit oyunlaştırma altyapıları şuanda çok yaygın ancak insanlar bunlardan sıkılmaya başladı. Gerçekten ilgi çekici, iyi düşünülmüş, diğerlerinden farklı oyun tasarımları öne çıkacak ve bu oyunlaştırmanın hedeflerine ulaşmakta başarı sağlayacak.

9-) Bir çok kitabın yazarı olarak Türkiye’deki en kapsamlı oyunlaştırma kitabının yazarlarına tavsiyeleriniz ne olacaktır?  

Bence piyasada oyunlaştırmayı açıklayan her kitap müthiş. Benim tavsiyem kalbinizi dinlemeniz olacak. Tavsiyeler alın ancak hataya geçirecekleriniz; orijinal fikirlerinizi değiştirmeden geliştirecekler olsun. Ve evet oyunlaştırmayı bilen iyi bir editörle çalışın, çünkü sizi vezir de edebilirler, rezil de.

İlgili Makalelerimiz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir